Aziz George Koudounas Manastırı (Agios Georgios Rum Ortodoks Manastırı), adadaki iki tepe içerisinde en güneyde yer alan Yüce Tepe’de bulunmaktadır. Adanın ortasındaki meydandan bu manastıra ulaşan bir yol vardır. Söylentiye göre, manastır II. Nicephorus’un (963-9) hükümdarlığı sırasında, 963 senesinde kurulmuştur. Tarihte ilk defa, I. Manuel Comnenus’un 1158 yılında hazırladığı listede bu manastırdan söz edilmektedir. Yunanca “çanlar” anlamına gelen “Koudounas” ismi, şu hikayeden gelmektedir. Çobanın biri, bir gün sürüsünün bu tepede otlatırken, yerin derinliklerinden gelen çan sesleri duyar. Ne olduğuna bakmak için yeri kazdığında ise, daha sonra kendisi ve diğer yerli halk tarafından manastırın kurulduğu yere yerleştirilen, Aziz George’nin bir resmini bulur. Bu hikaye, 1625 senesine dayanmaktadır ve muhtemelen manastırın ilk inşa edilmesinden ziyade yeniden kurulduğu zamanları anlatmaktadır.

Efsane bir yana, manastırın kayıtlı ilk başrahibi olan Isalas, şu anki Katholikon’un inşasına 1752 senesinde başlamış ve Blachernitissa’nın ana kilisesini yedi yıl sonra tamamlamış, ayrıca manastıra ait pek çok küçük oda eklemiştir. Bunu takip eden yarım yüzyıl içerisinde başrahipler Anthemios ve Arsenios tarafından da birkaç ekleme yapılmıştır. Bu arada, özellikle zihinsel rahatsızlıkların iyileştirilmesi ve “günahkar ruhlar tarafından ele geçirilenler”in bu ruhların etkisinden kurtarılmasına yarayan bazı mucizeler Aziz George’nin resmine atfedilmiştir. Şu anki tesis altı ayrı kiliseden ve üç farklı katta bulunan ibadet yerlerinde (daha eski mabetler daha aşağı katlarda yer alıyor) oluşmaktadır. Zemin katta, başrahibin evi ve Aziz George ana kilisesi bulunmaktadır. Her iki yapı da 20. yy’ın başlarında inşa edilmiştir.
Anadolulu (Kapadokyalı) Aziz Georgios
Kilisenin güneydeki iç duvarında bugün gümüşle kaplanmış olan Hagios Georgios Koudounas’ın orijinal bir ikonası bulunmaktadır. Merdivenlerin alt tarafında yer alan oda, içerisinde bir ayazma bulunan kutsanmış ufacık bir odadır. Bu oda söylentilere göre, Aziz Georgios’un kutsal resminin kazılarak çıkarıldığı yerdir. Bu odanın ilerisinde, havarilere adanmış başka bir mabet bulunmaktadır. 23 Nisan günleri kutlanan Aziz George Gününde dünyanın dört bir yanından gelen binlerce hacı ve diğer dinlere mensup insanlar, tepeye yalınayak çıkmakta ve böylece dileklerinin gerçekleşeceğine inanmaktadırlar.
İstanbul Adaları’nın en büyüğü ve belki de en güzeli olan Büyükada’nın en yüksek tepesinde, halk arasında Aya Yorgi adı ile bilinen Agios Georgios Rum Ortodoks Manastırı bulunmaktadır. Bu manastır, adını M.S. III. asırda, Hristiyan inancından dolayı putperestler tarafından şehit edilen ve bugün mezarı Filistin’de bulunan, Roma ordusunda subay olan Anadolulu (Kapadokyalı) Aziz Georgios’tan almaktadır. İmparator Diokletianos döneminde yüksek mercilerdeki Hristiyanlar görevlerinden ihraç edilmekteydi. Dinlerinden vazgeçmeyenler ise yine bu dönemde öldürülmektedir. Tüm bunlar gerçekleştirilirken Aziz Georgios ise imparator önünde inancını yinelemiştir. Bunun üzerine Aziz Georgios çeşitli işkencelere maruz kalmıştır. Uygulanan işkencelere sağlam bir dayanma gücü göstererek imparatorun karısı olan Aleksandra’nın ve üç nedimesinin hayranlığını üzerine toplamayı başarmıştır. Bunun üzerine imparatorun karısı Aleksandra ve onun üç nedimesi Hristiyanlığı kabul etmişlerdir. Fakat yinede sonunda başı kesilerek ölüme mahkûm edilmişti. Ayrıca söz konusu Aziz Georgios’un, Kapadokya bölgesinde de halka çeşitli eziyetlerde ve işkencelerde bulunan bir canavarı kudretli mızrağı ile öldürerek bölge halkının Hristiyan olmasını sağladığına inanılmaktadır. Aynı zamanda İngiltere’nin koruyup kollayıcısı olarak da tanınmaktadır. Hagios Georgios bir at üzerinde mızrak ile canavarı öldürürken tasvirlenmektedir. Hagios Georgios’un yortu günü 23 Nisan ve 24 Eylül olarak bilinmektedir.

Söylentiye göre, manastır bin yılı aşan bir maziye sahip olup, M.S. 963 senesinde Roma (Bizans) İmparatoru II. Nicephorus zamanında inşa edilmiştir. Aya Yorgi’nin mucizevi ikonası ise, Büyükada’daki İmparatoriçe İrini’nin Kadınlar Manastırı tarafından hediye edilmiştir. I. Manuel Comnenus’un 1158 tarihli altın mühürlü fermanında ise, Prens Adaları (İstanbul Adaları) ve buradaki manastırlardan söz edilmekte olup, bunların arasında “Konodos” ismi de geçmektedir. On dokuzuncu yüzyıl tarihçisi Manuil Gedeon’a göre ise, bu isim Büyükada’daki Aya Yorgi Kudunas (Çıngırakçı) Manastırından başkası değildir.
Antonios Maleçko “Büyükada Agios Georgios Koudounas Manastırı, 1940” adlı çalışmasında, Aya Yorgi Manastırı’nın ya 1204 senesindeki IV. Haçlı Seferi sırasında İstanbul ve civarını talan eden Hristiyan haçlılar tarafından yağmalanıp faaaliyetine son verildiğini ya da 1302 senesinde adalara karşı Venedikli Giustiniani önderliğinde yapılan korsan akınları neticesinde, manastırın buradaki diğer yapı ve manastırlarla birlikte feci şekilde yağmalanıp ateşe verildiğini yazmaktadır. Rivayetlere göre keşişler, Giustinianni’nin korsanlarından korunmak maksadıyla Aya Yorgi’nin ikonasını, üzerindeki pek çok adak hediyelerle ve manastır kilisesine ait çok kutsal eşyalarla beraber toprağa gömmüşlerdir. Bu ikona mucizevi bir şekilde bulunana kadar toprak altında asırlarca zarar görmeden kalmıştır. On yedinci yüzyılda bir çobanın rüyasında görülen Aya Yorgi, ona adanın tepesine çıkmasını ve çıngırak seslerinin geldiği yeri kazmasını, böylece onu, yani ikonasını bulacağını söyler. Aziz’in verdiği talimatlara uyan çoban çıngıraklarla bezenmiş bir halde Aya Yorgi’nin ikonasını bulur ve aynı yerde manastır tekrar inşa edilir. Bu mucize gerçekleştikten sonra eşyaların ve ikonaların bulunduğu tepeye manastır 1752 yılında yeniden inşa edilmiştir. Bulunan eşyalardan en çok dikkat çekeni, denizden çıkan yaratığı elinde bulunan mızrağı ile yok etmeye çalışan Aya Yorgi ikonasıdır. 1752 yılında yapılan bu küçük kilise, şapel ve dua yeri olma özellikleriyle bilinmektedir. 1894 yılında depremden ciddi hasar görmüştür. 1905 yılında yapımına yeniden başlatılmış ve bugünkü iki katlı, kiremit örtülü, çan kulesi kesme taştan yapılmıştır. Kilisenin açılışı 1909 yılında gerçekleşmiştir. Kilisenin kaliteli bir demir işçiliğini gözler önüne seren demirden yapılmış kapısının, burada derdine derman bulan Resul Efendi adlı Tebrizli bir Müslüman tarafından inşa edildiği ileri sürülmektedir. 1989 yılının Ağustos ayında adada gerçekleşen yangına hasar gören kilise yine 1989 tarihinde yeniden düzenlenmiştir.

Agios Georgios Rum Ortodoks Manastırı ve Efes’te bulunan Meryem Ana Evi Hristiyanlar için Türkiye’de bulunan en önemli iki hac noktaları olarak görülmektedir. Bundan dolayı her yıl 23 Nisan ve 24 Eylül ad günleri olarak kabul edildiği için ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Kaynakça:
Aziz George Koudounas Manastırı
Göçen, T. (2022). Turistlerin İstanbul Büyükada Agios Georgios Rum Ortodoks Manastırına Verdikleri Değer ve Ziyaretleri Sırasında Karşılaştıkları Sorunlar. Yüksek Lisans Tezi. Aydın, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Turizm İşletmeciliği Ana Bilim Dalı.



