GIORGIO VASARI; BİR YAZAR OLMAKTAN ÇOK SANATÇILAR HAKKINDA YAZAN BİR SANATÇI!

0
93

“Bu kitabı yazmaya koyulduğumda amacım hiçbir zaman sanatçıların ve yapıtlarının yalın bir envanterini çıkartmak olmadı (…) öyle olsaydı, kendi yargılarımı ve değerlendirmelerimi katmadan basit bir çizelgeyle kotarabilirdim bu işi.” Bu satırlar Giorgio Vasari’nin Sanatçıların Hayat Hikâyeleri isimli kitabından. Ressam, yazar, tarihçi ve mimar olan Vasari, ilk sanat tarihçisi olarak nitelendirilir.

Birinci bölümün ilk sanatçısı Santa Maria Novella’da Yunan ustalardan eğitim almış olan Cimabue’dir.

Cimabue’nun Giotto’yu düz bir kayanın üzerinde sivri uçlu bir taş yardımıyla, doğal görünümünde, aslına sadık (di naturale) bir koyun çizerken görmesiyle başlayan serüven Vasari’ye göre Natüralizme ulaşma yolunda en temel aşamaların başında gelir. Bu bağlamda ona göre Giotto’nun portreleri sanatçının doğaya egemen olmasının ve konumunun yükseltilmesinin bir eğretilemesi olarak yorumlanmıştır. Vasari, Giotto hakkında yazarken Boccaccio’nun anlatımına da değinerek onu yeni anlayışın ilk ustası olarak görür.

Kitabın ikinci bölümü Jacopo della Quercia ile başlar. Yazar bu bölümü Rönesans’ın kurallarını koyan 15. yy ustalarına ayırır. Vasari’nin sanatın gelişimini takip ederek merkeze aldığı isim Masaccio’dur, ardında ise, Brunelleschi, Donatello, Piero della Francesca, Alberti, Lippi, Gozzoli, Ghirlandaio, Verrocchio, Mamtegna ve diğerleri vardır.

Gerek her bölümün giriş yazısında gerek sanatçıların değerlendirilmesinde Vasari’nin bilinçli bir çizgisellik izlemiş olduğunu görürüz. Bir bakıma olumlu/olumsuz bütün yönleriyle Vasari’nin pozitivist bir sanat tarihi yazımı kurguladığı rahatlıkla söylenebilir. Öte yandan Yaşamöyküleri, yazım tekniği ve izlek seçimi açısından da özgün bir yaklaşım içermektedir.

Prof. Dr. Uşun Tükel “Bir Sanat Yazarı Olarak Giorgio Vasari” başlıklı sunuş yazısında, yukarıdaki alıntılamalar ve değerlendirmelerinin yanı sıra kitabın biçim ve tekniği hakkında şu bilgileri de not düşer: “Yaşamöyküleri, aslında farklı anlatım biçimi ve tekniklerinden oluşan bir bütünü gözler önüne serer. Bu anıtsal metnin sayfalarında değişik yazım anlayışını bir toplam olarak buluruz. Vasari’nin metninde dört farklı yaklaşım görülebilir: 1.Ünlülerin yaşamlarının geleneğine bağlı olarak sanatçıların yaşamları (Plutarkhos örneği), 2.Retorik ekphrasis geleneğine uygun olarak tek tek yapıtların (Homeros, Statur, Philostratur ve en önemlisi Lucianus örnekleri), 3.İlkçağ retoriği ve anlayışına dayanarak biçemin gelişiminin anlatımı olan giriş bölümleri, 4.Sanata ilişkin teknik bilgilerin verildiği önsözler (Vitruvius örneği).

Giorgio Vasari’nin Sanatçıların Hayat Hikayeleri, Rönesans’ın doğuşunu ve gelişimini dönemin belli başlı sanatçılarının hayatları ve yapıtları üzerinden anlatıyor. Cimabue ve Giotto’dan Alberti gibi perspektif teorisyenlerine ve Rönesans sanatının doruğunu temsil eden Raffaello, Leonardo ve Michelangelo gibi büyük ustalara uzanan Vasari, sanatçılarla ilgili ilginç hikayelerin yanı sıra yapıtlar hakkında da son derece ayrıntılı bilgiler veriyor.

“Giotto, Floransa şehrinden çıkan ressamların en büyüğü idi, hala da öyledir. Roma, Napoli, Avignon, Floransa, Padova ve dünyanın pek çok yerindeki yapıtları bunun kanıtıdır.” şeklinde başlayan pek çok cümlesiyle Vasari’nin kalemi, keyifli bir sanat tarihi yolculuğu vaat ediyor.

Değerli hocamız Prof. Dr. Uşun Tükel’in sunuş yazısı, sanat tarihi öğrencilerine Vasari ve eseri hakkında ders niteliğinde büyük bir kazanım sağlıyor.

Giorgio Vasari (1511, Arezzo – 1574, Floransa)

Cortonalı bir ailenin çocuğu olan Vasari’nin dedesi ve babası da zanaatkârdı. İlk resim derslerini, eniştesi de olan Luca Signorelli’den aldıktan sonra kendi kendine Latince öğrendi. Arezzo’da Fransız ressam ve vitray sanatçısı Guillaume de Marcillat’ın atölyesinde çalıştı. Resim yeteneği ile dikkat çeken Vasari, Floransa’da Medici’lerin hamiliğinde Andrea del Sarto’nun yanında çalışmaya başladı. 1527’de Medici’lerin düşüşünden sonra Arezzo’ya dönen Vasari, burada Kardinal Ippolito de’Medici’nin hizmetine girdi. Roma dönemi sanat ve mimarisine büyük merak duyan Vasari, bu konuda çeşitli çizimler yaptı.

Sanatçıların hayatlarıyla ilgili notları tutmaya 1540’lı yıllarda başlayan Vasari’nin ilk sanat tarihi metni olarak nitelendirilen Sanatçıların Hayat Hikâyeleri adı kitabının ilk baskısı 1550 yılında yapıldı.

1554 yılında Floransa’ya yerleşen Vasari, günümüzde Uffizi Müzesi olan yapının tasarımını üstlendi. Bu çalışması 1560’da tamamlandı. 1568’de kitabının genişletilmiş baskısı yayımlandı. 1572’de Floransa’da Palazzo Vecchio’nun yenilenmesi çalışmalarına danışmanlık yaptı.

Floransa Katedrali’nin kubbe freskleri üzerinde çalıştığı sırada yaşamını yitirdi. Vasari’nin Arezzo’daki evi bugün müze olarak ziyaretçilere açıktır.

Sanatçıların Hayat Hikayeleri – Giorgio Vasari – Türkçesi Elif Gökteke – Sel Yayınları