SOYUT DIŞAVURUMCU BİR METAFOR: KURGAN

0
235
Kurgan 2022. Ahşap üstüne karışık teknik. 72 x 52 cm.

Ahmet Başar’ın Kurgan adını verdiği eserinde kompozisyon, dikdörtgen bir alan içerisinde birbirinden koparak ayrılan geometri dışı, renkli biçimlerin oluşturduğu oval bir yapıyı sunar. Resimdeki devinimde, kırmızının tonları ile sarıdan oluşan parçalar, derin mavi bir boşluk üzerinde sağdan sola doğru akışı takip eder. Oval döngünün üst kısmında, bu akışın dışında bırakılan minik geometrik kırmızılar ve sağ alt köşede, bu hızlı dönüşten kopup fırlayan renk nesnesi, içindeki ateş parçası sarıyla dikdörtgeni tamamlar. Bir bölümü kırmızı ile çevrelenen merkezdeki nesne, sarının ortasındaki yapraksı şekil ile resmin içinde bağımsız durur. Resmin kurgusu, yüzeyi kaplayan ve yönleri birbirini takip eden beş farklı biçimdeki nesneden ve onlardan kopan parçalardan oluşur. Bunların ardı sıra sıralanışı, hızlı bir döngünün varlığını gösterir ve resmin dinamizmi artırır.

Ressam, soyut görünümlerdeki biçimlerle kompozisyonun örgüsünü sağlarken renkleri oluşum ögesi olarak kullanır. Renk, başlı başına konunun ögesidir. İç içe geçen farklı ton geçişleriyle kırmızı ve sarılar, yüzeyi dolduran mavi ve mavi tonlarındaki fırça vuruşları ile soyut bir mekân ilişkisi sağlar. Biçimlerin bir tarafını saran koyu kırmızı gölgeler-kalın konturlar, keskin olan ışıklı sarıların çevresini dolanır. Bu kırmızı renk gölgeleri, ressama, kurgudaki soyut atmosferi destekleyen bir yazı alanı yaratır. Yüzeydeki deforme biçimlerin içindeki renk lekeleri arasında kendini belli eden damarımsı dallar ressamın bilinçaltına doğru bir yolculuk başlatır. Renk gölgeleri arasındaki mistik cümle ise izleyiciye, nerede olduğu konusunda ipucu verir: “Çok derinden yarılıp, deniz yeri aşınıp / Her kabri içindeki kemik insanı deşince / Herkes anlar ne yapmış dünyadaki yaşınca / Ne kadar yıldız varsa hepsi bir bir düşünce.” Sonunda soyut dışavurumcu kompozisyon, döngüsel bir mistik varoluş olan Kurganın bir yüzleşme-hesaplaşma alanı olduğunu ele verir.

Kurgan: Mistik bir renk ve biçim alanı

Soyut dışavurum, fırça darbeleri ve renk ile ressamın duygularını aktarır. Diğer bir deyişle, sanatçının duygusal deneyimlerini sunar. Resimdeki renk ve biçim, içsel dünyanın aksiyon üzerinde kendini ifade etmesidir. Kurgan imgesinde, deforme edilmiş biçimler-nesneler resmin yüzeyini kaplar. Güçlü bir dışavurumcu etkiye sahip olan kırmızı, kurganı oluşturan döngüsel parçaların hâkim rengidir. Çok hızlı bir döngünün izlemini veren bu kırmızı biçimlerin en büyüğü, kapı çağrışımı yapar. Vasily Kandinsky, Sanatta Tinsellik Üstüne adlı kitabında kırmızı rengi ‘arzuların cenkleştiği alan’ olarak tanımlar. Kırmızı konturlardaki cümle de ressamın içsel dünyasında mistik bir cenkleşmenin-hesaplaşmanın dışavurumu gibidir. Sıkıştığı alanlardan, zamanlardan, insanlardan, anlardan kopup parçalanan duyguların hatıralarını biriktirip tüm bunları sonsuzluk içerisinde bir yere gömme-saklama eylemini dışavurumcu bir akış ve renkli lekelerle sunar. Boşluğu dolduran mavi lekeler, kurganın içinde yüzdüğü büyük ve sınırsız alanı düşündürür. Her şey bir boşluktur ta ki hayat, su-mavi ile başlayıncaya kadar. Resme yoğun bir derinlik katan ustalıklı mavi vuruşlar, gelip geçici hayatta sonsuzluk ve özgürlük ifadesidir. Aynı zamanda bilgelik, yalnızlık ve karmaşık zihinsel akışlarla dolu bir mavilik. Picasso’ya göre mavi, hüznün ve dini merasimlerin rengidir. Buradaki mavi merasim, kutsal bir alan olan kurganın içindeki her şeye temsili bir göndermedir.

Sanatçı, renkleri plastik elemanlar olarak kullanarak, lirik bir ifade yaratır. Resimdeki lirik ifadenin merkezi sarıdır. Sarı yapısal nesneler, resmin ismi ve içeriğiyle ilişkilidir. Bireysel olan her şey sarı rengin içindeki damarlarla kendini ifade ederek görsel ve anlamsal bir zenginlik yaratır. -Belki de resimdeki bir diğer metafor, bu kuru ama hayattan vazgeçmemiş sarı damarladır.- Klee’ye göre resim sanatının kendisi bir dildir -karmaşık sezgilerin anlatıldığı- bir biçim ve renk dili. Ressamın bu eserinde kullandığı sarı -birbirini takip eden parçaların içindeki parlak renk- bu dilin ifadelerinden biridir. Bu renklerdeki spontanlık izleyiciye, sanatçının iç dünyasının karmaşıklığını ve değişkenliğini temsil eden lirik bir ifade sunar. Bununla birlikte sarı renk soyut dışavurumculukta, sanatçılara göre farklı semiyotik* anlamlar içerir. Diğer bir deyişle, çağrışımlar ya da kişisel tercihleri doğrultusunda oluşturdukları alanlar ve anlamlar için tasarlanıp kullanılmıştır. Bu tür tercihler, ressamın yaratıcı ifadesi ve eserinde iletmek istediği ya da istemediği şeyi şekillendirmede de belirleyici bir role sahiptir. Buradaki rol, Ahmet Başar’ın Stegano* adı altında topladığı serisine referans verir.

Sınırları belli bir alandan ve süresi belli bir zamandan yer ve an notları içeren Başar’ın resimlerinin temelinde geometri ve grafik tasarım teknikleri vardır. Boşluğu, resmi dolduran bir öğe olarak kullanan sanatçıya göre renk, eski duvarlardaki taşları birleştiren Horasan harcı gibi, soyut formları bir arada tutar. Resmin, naif, tamamlanmamış, saf halde olması gerektiğini düşünür. “Resim, dokuma bir halı gibi el işi olduğunu sergilemeli; önemli olan, bütünlük, desenler ve kompozisyon,” der.

Kurgan ise resmin yüzeyinde, hem yer altında hem de yer üstünde gibi görünen yapısı ile bir tür Tümülüs-mezar olarak ilgi çekici bir metafor oluşturur. Resimlerini günce ya da zaman kapsülüne konulan belgeler olarak nitelendiren Başar, olup biteni unutmamak için yaptığı eserlerinde arada küçük ipuçları kullandığı ifade eder. Bazen o ipucu resmin isminde okunabilir bazen de resmin içinde bir form olur. Kelime anlamı olarak  ‘korumak’ anlamına gelen ve resme adını veren Kurganda da, ressamın izleyene aktardığı bu isim aynı zamanda parçalanıp bütünleşen bir form olarak karşımıza çıkar. Gerçek hayatta da bir alegorinin parçası olan kurgan, ölen kişinin diğer dünyaya uğurlanmasında -bir tür geçiş kapısı gibi- ihtiyaç duyduğu gereksinmelerin yerine getirilmesi anlamına geldiği gibi, bize geride kalan hatıraların korunması gerektiğini hatırlatır.

Başar’a göre resim, daha önce yapılmış olmamalı, bir formu ifade etmemeli, farklı biçimde gösterebilmelidir. Aynılıktan ayrılarak, bütünden, bilinenden, tanımlı ve verili olandan koparak, parçalanarak ama var olan parçaları birleştirerek izleyenin biçimlendirmesine, farklılıklarını ifade etmesine izin veren nitelikte olmalıdır. Böylece sanatçı, birden fazla anlama gelebilen formlarla, izleyiciye kendi zamanında ve anında bir karşılaşma, düşünme, şekillendirme, anlamlandırma alanı bırakır. Kurganı oluşturan renk ve biçim kullanımları, sanatçının iç dünyasını ve deneyimlerini dışa vurmak için kullandığı bir dil olarak düşünüldüğünde, bu dil, resim sanatına ait plastik unsurlarla soyut dışavurumcu bir metafor olarak karşılar bizi. Bu dilin Başar tarafından tutarlı ve ustalıklı kullanılması, izleyicinin öznel yorumlarıyla Kurganın döngüsel yolculuğuna eşlik etmesini sağlar.

Ahmet Başar kimdir?

Ahmet Başar

1971 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’nde eğitim aldı. Yükseköğrenimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde tamamladı. Son 20 yılda İstanbul’da çeşitli sergilere ve sanat etkinliklerine katıldı. Üniversite ve liselerde öğrencilerle atölye çalışmaları yaptı. Eserleri GMK’nin “Yıllık Sergiler”i, Hafriyat Sanat Galerisi, Piramid Sanat Galerisi ile Devlet Resim ve Heykel Müzesi “Gelecek Kuşak-Grafst” sergilerinde yer aldı. 2014 yılında Antik Cisterna’da “Topladıklarım” ismini verdiği kişisel sergisini açtı. Resimleri özel koleksiyonlarda yer alan Ahmet Başar, İstanbul ve Fransa Montreuil-Bellay’de yaşamakta ve çalışmalarını sürdürmektedir.

Sanatçının son iki sergisi:

IMOGA ART SPACE – Kuzguncuk İstanbul – Haziran 2023

ATELIER LEGAULT – Pouancé Ombrée-d’Anjou Fransa Aralık 2023 – Ocak 2024

*Kurgan; kelime anlamı olarak öz Türkçe olan ve korumak anlamına gelen korıgan (korugan) kelimesinden ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Tümülüs, mezar.

*Semiyotik, göstergebilim.

*Steganografi bir bilgi gizleme yöntemidir. Şifrelemeden farkı, dikkatleri üzerine toplamadan, sadece nereye bakacağını bilene görünmesidir. 

Kaynaklar:

Atalay, M. C. (2023). Soyut Dışavurumcu Resim Sanatında, Sarı Renk. RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, (37).

Ülkü Ahmetoğlu, Soyut Dışavurumculukta Anlam ve Renk Zenginliği (Erzurum: Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Ana Sanat Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 2011).

Öztütüncü S., Özkartal M. (2018). Soyut Resimde Yapısal Bütünlük ve Biçim Verme. Akdeniz Sanat Dergisi, Cilt 8, (15).

Makale, Myrina Yayınları Sanat Dergisi MyArt – Ekim-Aralık 2024 tarihli 4. sayısında yayımlanmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz